Evaporatör
Çeşitleri ve Çalışma Prensibi
Evaporatör bir soğutma sisteminde sıvı refrijeranın buharlaştığı ve
bu sırada bulunduğu ortamdan ısıyı aldığı cihazdır. Diğer bir ifadeyle,
evaporatör bir soğutucudur.
Evaporatör çalışma
prensibini kısaca şu şekilde özetleyebiliriz. Kondenserden direkt olarak
veya refrijeran deposundan geçerek ve direkt ekspansiyonlu sistemde (kuru
tip) ekspansiyon valfi, kılcal boru veya benzer bir basınç düşürücü
elemanda adyabatik olarak genişletildikten sonra evaporatöre
sıvı-buhar karışımı şeklinde giren refrijeranın büyük bir kısmı sıvı
hâldedir. Evaporatörde ısı olarak buharlaşan refrijerana, emiş tarafına
geçmeden önce bir miktar daha ısı verilmesi ve 3-8°C arasında kızgınlık
verilerek kızgın buhar durumuna gelmesinin birçok faydaları
vardır. Bunların en başında, kompresöre büyük zarar verebilen sıvı
refrijeranın kompresöre gelmesi gösterilebilir. Sıvı taşmalı tip
evaporatörlerde ise refrijeran evaporatörde sıvı hâlde bulunur ve ısıyı
alarak buharlaşan kısmı bir sıvı – buhar ayırıştırıcısından (surge tank)
geçtikten ve sıvı kısmı ayıldıktan sonra buhar hâlinde kompresöre ulaşır.
Sıvı refrijeranın evaporatöre beslenmesi seviye kumandalı (flatörlü,
manyetik vs.) bir vana ile yapılır. Sıvı ayıştırıcı tankta biriken sıvı
refrijeran tekrar evaporatöre gönderilir ve soğutma işleminde yararlanır.
Direkt veya sıvı taşmalı tertiplerde çalışan evaporatörlerin hepsinde de
refrijeran basıncı, kondenser tarafındaki
basıncı, kondenser tarafındaki basınca oranla çok daha düşüktür.
Bu nedenle, evaporatör tarafına sistemin alçak basınç tarafı adı verilir.
Evaporatörün yapısı;
refrijeranın iyi ve çabuk buharlaşmasını sağlayacak, soğutulan maddenin
(hava, su, salamura vs.) ısısının iyi bir ısı geçiş sağlayarak, yüksek bir
verimle alacak ve refrijeranın giriş ve çıkıştaki basınç farkını
(kayıpları) asgari seviyede tutacak tarzda dizayn edilmelidir. Ancak,
bunlardan sonuncusu ilk ikisiyle genellikle ters düşmektedir. Şöyle ki,
iyi bir ısı geçişi ve iyi bir buharlaşma için gerekli şartlar iç ve
dış yüzeylerin daha girintili ve daha kolay ıslanır (kılcallığı fazla)
olmasını gerektiren bu durum basınç kayıplarını arttırmaktadır. Bu nedene,
evaporatör dizaynı geniş tecrübe ve dikkat isteyen, ayrıca deneylere sık
sık başvurulan bir çalışma şeklini gerektirir. Bu
çalışmaların yönlendirilmesinde en başta gelen etken soğutulacak maddenin
cinsi ve konumudur (sıvı, katı, gaz). Ayrıca, refrijeran ısı alışverişi yaparken içinde bulunduğu ve
haraket ettiği hacmin durumu de evaportör dizaynında önemli değişikler
meydana getirir. Burada, refrijeranın bir boru serpantinin içerisinde
hareket etmesi ve soğutulacak maddenin boruların dışından geçmesi veya
bunun tersi söz konusu olmaktadır ki bunlardan ilki genellikle kuru tip
direkt ekspansiyonlu evaporatörlerde, ikincisi ise sıvı taşımalı tip
evaporatörlerde uygulanmaktadır.
Refrijeranın boru
içinden geçmesi hâlinde, akış hızının arttırılmasının içteki
film katsayısını ve dolayısıyla ısı geçişini arttırıcı yönde bir etkisi
beklenir, fakat bu durum refrijeranın basınç kayıplarını arttıracağı için
akış debisini azaltacak ve kapasiteyi düşürecektir. Burada, her iki
etkenin durumu beraberce göz önünde bulundurup ısıl geçiş ve kapasitenin
uygun olduğu değerler saptanmalıdır.
Evaporatör Sınıflandırılması
Evaporatör tipleri,
uygulamanın özelliklerine göre 3 ana grupta toplanabilir:
– Gaz hâldeki maddeleri soğutmak için kullanılan evaporatörler (genellikle hava)
– Sıvı hâldeki maddeleri soğutucu evaporatörler (su, salamura, antifriz, metilen glikol, kimyasal akışkanlar vs.)
– Katı maddeleri soğutucu evaporatörler (buz, buz paten sahası, metaller vs.)
– Gaz hâldeki maddeleri soğutmak için kullanılan evaporatörler (genellikle hava)
– Sıvı hâldeki maddeleri soğutucu evaporatörler (su, salamura, antifriz, metilen glikol, kimyasal akışkanlar vs.)
– Katı maddeleri soğutucu evaporatörler (buz, buz paten sahası, metaller vs.)
Yorumlar
Yorum Gönder