Ana içeriğe atla

ENERJİ TESİSLERİNDE KULLANILAN LT-HT RADYATÖRLER (KURU SOĞUTUCULAR)


             ENERJİ TESİSLERİNDE KULLANILAN LT-HT RADYATÖRLER
 (KURU SOĞUTUCULAR)
Kuru soğutucunun ekonomik ömrü, kullanım şartlarına uygun malzeme seçimine bağlıdır. Boru kuru soğutucularda performans ve ekonomi göz önüne alındığında en uygun boru malzemesi bakırdır. Borularda kullanılan bakırın kalitesi, Kuru soğutucunun ömrünü belirleyen en önemli özelliklerden biridir. Zayıf malzeme kullanılması durumunda özellikle büküm ve lehim yerlerinde sorunla karşılaşılır. Dikkat edilmesi gereken diğer bir özellik, borunun et kalınlığıdır. Kuru soğutucularda bakır boru et kalınlığı 0,5 mm’den az olmamalıdır. Özel şartlarda 0,7 mm tercih edilebilir. Ürün üzerinden ölçümü mümkün olmadığı için, Kuru soğutucu seçilirken mutlaka üreticiden boru et kalınlığı bilgisi alınmalıdır.
  Lamel kuru soğutucularda yaygın olarak kullanılan lamel malzemesi alüminyumdur. Kullanım yerine göre, lamel kalınlığının 0,14-0,15 mm olması uygun olacaktır. Özel uygulamalarda, daha kalın lamel kullanımı da mümkündür. Kuru soğutucu uygulamalarında 0,12 mm altında lamel kullanımı düşünülmemelidir. Genel uygulamalarda, Kuru Soğutucunun ekonomik ömrünün uzun olması için epoksi kaplı alüminyum tercih edilir. Epoksi kaplama, ortamın aşındırıcı etkisine karşı lamel dayanımını önemli ölçüde artırır. Özellikle deniz yakınlarında ve enerji tesislerinde epoksi kaplı lamel uygulaması gereklidir. Epoksi kaplamanın yetersiz kalabileceği çok korozif ortamlarda, epoksi + poliüretan kaplama uygulaması tavsiye edilir.
    Kaset kuru soğutucularda kaset malzemesi, ortam şartlarına göre seçilir. Genel uygulamalarda kaset malzemesi olarak galvanizli sac kullanılır. Galvanizli sac, ek koruma önlemi alınmadığında ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Sıcak daldırma galvaniz, deformasyona neden olduğu için tavsiye edilmez. Galvanizli sac üzerine toz boya uygulaması, en avantajlı seçim olacaktır. Daha dayanıklı malzemenin gerektiği yerlerde, paslanmaz çelik kasetleme tercih edilir.
  TASARIM KRİTERLERİ: Bir kuru soğutucunun ihtiyaç duyulan performansı gösterebilmesi için dikkat edilmesi gereken tasarım kriterleri vardır. Diğer bir bakış açısından ele alınırsa, bazı noktalar belirlenmeden verilen soğutma kapasitesi bilgisi anlamlı değildir.
  Ortam şartları bir kuru soğutucunun soğutma kapasitesi, ancak kullanılacağı ortam şartları bilindiği zaman belirlenebilir. Ortam hakkındaki en önemli kriter hava giriş sıcaklığıdır. Örneğin, HT (Jacket Water) soğutma amacıyla kullanılan Kuru Soğutucu seçiminde dikkat edilmesi gereken nokta, alınacak Kuru Soğutucunun kullanılacağı bölge şartlarındaki soğutma kapasitesinin bilinmesi gerekliliğidir.
    Elimizdeki örnekte 25 ºC hava giriş sıcaklığındaki soğutma kapasitesine göre alınan HT Kuru Soğutucu, gerçek kullanım yerinde 35 ºC hava giriş sıcaklığı ile çalıştırıldığında istenen kapasitenin % 83’ünü verebilmektedir; bu oran LT Kuru Soğutucu için ise ancak % 37’dir. Hava Giriş Sıcaklığına Göre Soğutma Kapasitesindeki Değişim HT LT 0 200 400 600 800 1000 1200 24 26 28 30 32 34 36 Hava Giriş Sıcaklığı oC Soğutma Kapasitesi kW hava giriş sıcaklığına göre soğutma kapasitesindeki değişim.
      Kuru Soğutucu tasarımında boru çapı ve borular arasındaki mesafeleri tanımlayan lamel geometrisi, kapasite ve basınç kayıpları üzerinde etkilidir. Lamel geometrisi, tasarım şartlarında ihtiyaç duyulan soğutma kapasitesinin uygun basınç kayıpları dahilinde sağlanacağı şekilde üretici tarafından kendi standartları arasından seçilir.
    Yoğun borulu geometrilerin daha avantajlı kapasite/fiyat değeri verdikleri söylenebilir; fakat bu durumda basınç kayıpları da artacağı için optimizasyona gidilmesi gerekmektedir. Pratik olarak, aynı ısı transfer yüzeyine sahip fakat farklı lamel geometrisi kullanılmış Kuru Soğutucuların, aynı şartlarda farklı soğutma kapasitesi ve farklı basınç kayıpları vereceğine dikkat edilmesi önemlidir. Hava hızı hava hızı, hava tarafındaki kısmi ısı transfer katsayısını etkilediği için önemli bir kriterdir.
   Hava hızı arttıkça ısı transferi arttığı için daha küçük bir ısı değiştiricisi yeterli olacaktır; bununla birlikte hava tarafı basınç kaybının artması nedeniyle yüksek hızlarda fan performansı düşer. Bu nedenle hava hızının optimum değerlerde seçilmesi gereklidir. Kuru Soğutucu uygulamalarında tavsiye edilen hava hızı 3-3,5 m/s civarındadır. Bu hızın altında hava hızları Kuru Soğutucunun çok büyük seçilmesini gerektirir. Yüksek hava hızları ise daha güçlü fanlar gerektirir. Hava Hızına Bağlı Hava Tarafı Isı Transfer Katsayısı 0 20 40 60 80 100 120 0 1 2 3 4 5 6 Hava Hızı m/s Hava Tarafı Isı Transfer Katsayısı W/(m 2K).
   Hava hızına bağlı hava tarafı ısı transfer katsayısı 2.4. İç Akışkan Kış aylarında Kuru Soğutucularda donma riskine karşı önlem alınmalıdır. Aksi takdirde, iç akışkanın donması sonucu borularda oluşacak tahribatın onarılması son derece zordur. Onarım yapılabilse bile, getireceği ek maliyetin yanında, Kuru Soğutucunun performansının düşmesi de söz konusudur.
  Donma sonucu kullanılamaz hale gelmiş Kuru Soğutucuların tamamen yenilenmek zorunda kalındığı örneklere sıklıkla rastlamaktayız. Donma riskine karşı genel olarak uygulanan önlem, sistemin kullanım dışı bırakıldığı soğuk havalarda Kuru Soğutucu içindeki suyun boşaltılmasıdır. Bununla birlikte, borulama yapısından dolayı Kuru Soğutucu içindeki suyun tam olarak boşaltılması mümkün olmadığından, soğutma suyuna yeterli oranda antifriz (etilen-glikol) katılması gereklidir.
  Kuru Soğutucu seçiminde, kullanım sırasında soğutma suyuna eklenecek glikolün de hesaba katılması gerekir. Kuru Soğutucu tasarımı %25-%35 glikollü suya göre yapılmalıdır. Aksi takdirde, suya eklenecek glikolün soğutma kapasitesinde yol açacağı düşüş, Kuru Soğutucudan beklenen performansın alınamamasına yol açacaktır. Dolayısıyla, Kuru Soğutucunun soğutma kapasitesinin değeri, tasarım şartları ve glikol oranı bilgisi verilmezse bir anlam taşımaz.
   2.5 Ses Seviyesi Özellikle yerleşim yerlerine yakın uygulamalarda kuru soğutucuların çalışma sırasında fazla gürültülü olmaması önemli bir kriter haline gelir. Temel olarak fan motorundan ve fan kanatlarının yapısından kaynaklanan ses seviyesi, üretici verileri değerlendirilerek belirlenir ve uygun sınırlar arasında kalıp kalmadığı kontrol edilir. Gerekirse motor devri düşürülerek ses seviyesi azaltılabilir; bu durumda gerekli soğutma kapasitesinin sağlanması için ısı değiştiricisinin ısı transfer yüzeyi artırılmalıdır.
 3. LT-HT RADYATÖR: LT-HT Radyatör Enerji tesislerinde kullanılan motorların atık ısılarının uzaklaştırılmasında, maliyet ve kapladığı yer açılarından avantaj sağlayan özel bir sistemden yararlanılabilmektedir. HT (Jacket Water) devresinde sirküle eden suyun ortalama sıcaklığı yüksektir. Bunun yanında, LT (After Cooler) devresinde daha düşük sıcaklıklarda su sirküle eder. LT devresini soğutmak için kullanılan hava ısındıktan sonra bile, HT devresindeki soğutma ihtiyacını karşılayabilecek sıcaklıklarda kalmaktadır.
   Bu nedenle, HT devresi için yeni bir radyatör kullanmak yerine, iki ısı değiştiricisinin aynı fanlarla soğutulduğu LT-HT Radyatörlerden yararlanılabilir. HT (Jacket Water) ve LT (After Cooler) devrelerinin ayrı kuru soğutucularla soğutulması LT-HT Radyatörlerde, LT devresinin çıkış havası, HT devresinin giriş havasıdır. LT devresine ortam sıcaklığında giren hava After Cooler suyunu soğuturken bir miktar ısınır.
    HT devresine bu ısınmış hava gireceğinden, ısı değiştiricisinin Jacket Water için gereken soğutma ihtiyacını karşılayacak kapasiteyi sağlaması için, ortam havasıyla soğutma uygulamasındakinden daha büyük bir ısı transfer yüzeyine ihtiyaç vardır. Bununla birlikte, sistemin aynı kasetleme içinde çözülmesinin getireceği ilk yatırım avantajı unutulmamalıdır.       
   Seçilen HT Devresi LT Devresi Toplam Soğutma Kapasitesi 936 kW 203 kW Su Giriş Sıcaklığı 99 ºC 44 ºC Su Çıkış Sıcaklığı 73 ºC 39 ºC Isı transfer yüzeyi 435 m2 652 m2 1087 m2 Fan Sayısı 8 x Ø800 mm 8 x Ø800 mm. Kullanılan fanın çektiği güç 2 kW/fan’dır. HT ve LT Radyatörlerin ayrı ayrı yapılması yerine LT-HT Radyatör tercih edilmesi halinde 4 fandan az kullanılmaktadır; bu durumda fanların çektiği toplam güç 8 kW (%33) azalmaktadır. LT-HT Radyatör kullanılması durumunda ısı transfer yüzeyindeki artış %11’dir.
  Yapılan Kabuller: Günlük Çalışma Süresi: 15 saat/gün Aylık Çalışma Süresi: 25 gün/ay Yıllık Çalışma Süresi: 10 ay/yıl (HT Radyatörde 8 ay/yıl) Elektrik Birim Maliyeti: 0,075 €/kWh Radyatörler Lamel: Epoksi kaplı alüminyum 0,15 mm Kasetleme: RAL 7044 boyalı galvanizli sac.  Tüm fanlarda pako şalter.



4. ISLAK-KURU SOĞUTUCU: Kuru Soğutucularda elde edilen su sıcaklığı ortamın kuru termometre sıcaklığına bağlıdır; kuru termometre sıcaklığının yaklaşık 5 ºC üzerine kadar soğutulmuş su elde edilebilir. Daha düşük sıcaklıklarda soğutma suyuna ihtiyaç duyulan durumlarda Islak-Kuru Soğutucular kullanılır. Islak-Kuru Soğutucular, temel prensip olarak Kuru Soğutucular gibi çalışır. Sistemde gerektiğinde ek soğutma sağlayacak bir su püskürtme sistemi bulunmaktadır. Sistemdeki akışkanın dış ortam sıcaklığından daha düşük sıcaklık değerlerine kadar soğutulması gerektiğinde, basınçlı su püskürtme sistemi devreye girerek giriş havasını neme doyurur ve hava sıcaklığını ortam sıcaklığının altına düşürür.
       Su püskürtme sistemi yıl boyunca yalnız en sıcak günlerindeki belli saatlerde termostat kontrollü olarak devreye girerek ihtiyaç duyulan ek soğutmayı sağlar; diğer zamanlarda sistemde su tüketimi yoktur. Püskürtme sisteminde kullanılan suyun, sertliği alınmış ve filtrelenmiş olması gerekir; aksi halde eşanjör kanatları üzerinde biriken kireç ve tortu, zamanla eşanjörün kapasitesini düşürecek ve ömrünün kısalmasına neden olacaktır. Bu etkiyi önlemek için bir ağ sistemi üzerine su spreyleme yapılan Ecomesh spreyleme sistemli Islak kuru soğutucular geliştirilmiştir. Islak-Kuru Soğutucularda aşındırıcı etkiye karşı ek önlem olarak epoksi kaplı lamel kullanılmalıdır.
        Epoksi kaplama, ortamdaki tuz ve aside karşı oldukça yüksek dayanıma sahiptir. Çerçevenin paslanmaz çelik olması tercih edilir. Su kulesine kıyasla suyun zararlı etkilerine çok daha az maruz kalmasına karşın, Islak-Kuru Soğutucuların uzun ömürlü olması için bu önlemlerin alınması önemlidir. Islak-Kuru Soğutucular, acil durumlarda su püskürtme sisteminin devreye girdiği Kuru Soğutucular olarak ele alınabilir.
        Bu sistem sayesinde, hava sıcaklığının Kuru Soğutucu ile istenen soğutma kapasitesinin alınamayacağı kadar yükseldiği özel durumlar için ek bir soğutma sistemine gerek kalmaz. Giriş havasının neme doyurulabilmesi amacıyla harcanacak su miktarı kullanılan püskürtücüye ve püskürtme basıncına göre değişiklik gösterir. Seçim, ortam havasının bağıl nemine bağlıdır; bağıl nemi %100’e mümkün olduğunca yaklaştırmak için yeterli miktarda ve kalitede su püskürtüldüğünden emin olunmalıdır.
          Bu nedenle tamamen buharlaşacak miktardan bir miktar daha fazla su püskürtülür ve artan su ortamda sıvı olarak kalır. Bu önlem, püskürtme sisteminin performansında zamanla oluşabilecek kayıplara karşı da emniyet sağlar. Bu çalışmadaki örneklerde kullanılan Ø800 mm çaplı fanlar göz önüne alınırsa, genel uygulamalar için fan başına 124 kg/saat su püskürtülmesi yeterli olacaktır.
        Bu değer 2 bar püskürtme basıncı ile sağlanabilir; aynı sistem 4 barda çalıştırılırsa 173 kg/saat su püskürtülebilmektedir. Su püskürtme sistemi nadir olarak kullanılacağı ve acil durumlar için ek soğutma ünitesi yatırımına gerek bırakmayacağı için püskürtme suyu masrafı çoğu uygulamada kabul edilir değerlerde kalmaktadır. Örneğin, 35 ºC kuru ve 24 ºC yaş termometre sıcaklığındaki giriş havası (% 40 bağıl nem), su püskürtülerek %90 bağıl neme kadar doyurulursa, giriş kuru termometre sıcaklığı yaklaşık olarak 25 ºC’a kadar düşürülebilmektedir.
         Bu durumda, daha önce “2.1. Ortam Şartları” başlığı altında hava giriş sıcaklığına göre soğutma kapasitesindeki değişimini göstermek amacıyla ele alınan örnekteki HT Radyatörün soğutma kapasitesi % 20, LT Radyatörün soğutma kapasitesi ise % 170 artmaktadır. İhtiyaç duyulan 4 g/kg hava civarındaki nem artışı, 100 Pa basınç kaybında 22.500 kg/saat hava debisi sağlayan fan başına 90 kg/saat suyun buharlaştırılması ile karşılanabilmektedir; bu değer 2 bar püskürtme basıncı ile emniyetli olarak sağlanabilir.
       Giriş havasının daha kuru olduğu durumlarda, Islak-Kuru Soğutucunun püskürtme sistemi daha yüksek bir performans gösterir. Örneğin, 40 ºC kuru ve 23 ºC yaş termometre sıcaklığındaki giriş havası (% 24 bağıl nem), su püskürtülerek %85 bağıl neme kadar doyurulursa, giriş kuru termometre sıcaklığı yaklaşık olarak 25 ºC’a kadar düşürülebilmektedir.
       İhtiyaç duyulan 6,5 g/kg hava civarındaki nem artışı, 100 Pa basınç kaybında 22.500 kg/saat hava debisi sağlayan fan başına 146 kg/saat suyun buharlaştırılması ile karşılanabilmektedir; bu değer 4 bar püskürtme basıncı ile sağlanabilir.

5. FANLAR: Radyatör seçiminde dikkat edilmesi gereken bir nokta da, tasarımın ortam sıcaklığının yüksek olduğu zamanlarda ihtiyaç duyulan soğutma kapasitesini sağlayacak şekilde yapıldığıdır. Hava sıcaklığının daha düşük olduğu zamanlarda, istenen kapasitenin elde edilmesi için fanların hepsinin tam devirde çalışması gereksiz ve masraflı olur. Soğutma suyu çıkış sıcaklığı üzerinden kontrol edilen sistemlerde, fanların düşük devirle çalıştırılması veya devreden çıkarılması ile sistem için uygun debide hava tedariki sağlanır.
        5.1. Çift Devirli Fanlar Değişken debide hava sağlanması için en pratik yol, çift devirli fan kullanımıdır. En yüksek çalışma devrinin ¾’ü gibi bir ikinci hızda da çalışabilen bu fanlar sayesinde, hava giriş sıcaklığının tasarım sıcaklığının çok altına düştüğü zamanlarda önemli oranda enerji tasarrufu sağlanabilmektedir.
       Örneğin, 870 kW’lık HT2 Radyatörü, ortam sıcaklığı 33 ºC’tan 20 ºC’a düştüğünde fan devri düşürülerek çalıştırılabilir. Bu durumda fan başına 0,75 kW az güç harcanır ki bu da % 40’a yakın tasarruf demektir. Bu örnek 4 fan içindir; çoğu tesiste çok daha fazla fanlı sistemler kullanılmaktadır. Örnekte kullanılan 800 mm çaplı fanın her iki devirde harcadığı güç: 880 d/d 2,00 kW 660 d/d 1,25 kW 5.2.Fan Hız Kontrol Üniteleri Tek devirli fanlarda da, çift devirli fanlarda da kullanılabilen kontrol üniteleri ile de hava debileri ihtiyaca göre değiştirilebilir.
       Fandevirleri üzerinde hassas kontrol gerekmeyen yerlerde, fanların sırayla devreye girdiği ve devreden çıktığı step kontrol sistemleri uygulanır. Fanların hangi sırayla çalışacakları kullanıcı tarafından tariflenebilmektedir; fan çalışma sürelerinin dengeli dağıtıldığı alternatifler de vardır. Step kontrol üniteleri fanın sadece açık ya da kapalı olması esasına göre çalıştığı için, fan devrinin kontrol edildiği sistemlerden daha ucuza mâl edilebilmektedir.
     Bu nedenle, çok sayıda fanın bulunduğu ve hassas kontrol gerektirmeyen sistemlerde genellikle bu yöntem tercih edilir. Günün sıcak saatlerinde 4 fanın da çalıştığı, en serin saatlerde ise tek fanın yeterli olduğu kabul edilmiştir. Soğutma suyu dönüş sıcaklığının fazla değişmemesi istenen ve kullanılan fan adedinin az olduğu yerlerde step kontrol ile yeterli sonuç alınamaz.
     Böyle yerlerde fan devirlerinin kontrol edildiği ve dolayısıyla hava debisi üzerinde çok daha hassas kontrol sağlayan sistemler ( frekans invertörleri / konvertörleri ) kullanılır. Frekans invertörleri/ konvertörleri ilk yatırım maliyeti açısından step kontrol ünitelerinden daha pahalıdır; bu nedenle genellikle tüm fanların ayrı frekans invertörleri/ konvertörleri ile kontrol edildiği sistemler yerine, fanların gruplar halinde kontrol edildiği ve step kontrol üniteleri ile frekans invertörleri/ konvertörlerinin birlikte kullanıldığı sistemler tercih edilmektedir.




+90 212 343 50 40
+90 553 343 50 40




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çek valf nedir? Çek valf nasıl çalışır görevi nedir?

Çek valf nedir? Çek valf nasıl çalışır görevi nedir? Tek yönde akışa müsaade eden, diğer yönden akış kesitini kapayan ve yol vermeyen   çek valfler, hidrolik sistemde akışkanın tek yönde hareket etmesini sağlar. Çek valf nedir Geri dönüşsüz, tek yönlü ve gevşek valf olarak da bilinen çekvalf (check valf), akışkan maddeyi yalnızca tek bir yönde geçirebilmeleri açısından diğer valf türlerinden farklıdır. Bu tür bir işlevi, taşma tehlikesinin önlemesinin yanı sıra çeşitli güvenlik uygulamaları için de gereklidir. Tek yönde akışa müsaade eden, diğer yönden akış kesitini kapayan ve yol vermeyen valflerdir. Hidrolik sistemde çok kullanılan bu valfler akışkanın tek yönde hareket etmesini sağlar. Hidrolik devrede aşağıdaki sembolle gösterilir. Çek valf nasıl çalışır? Çek valfin çalışmasını otomobil, bisiklet vb. tekerleklerinde bulunan siboplara benzetebiliriz. Tekeri şişirmek istediğimizde hava geçişine izin verirler ancak içindeki bilya sayesinde havanın dışarı çık...

EMNİYET VALFİ NEDİR? EMNİYET VALFİNİN GÖREVLERİ NELERDİR?

EMNİYET VALFİ NEDİR? EMNİYET VALFİNİN GÖREVLERİ NELERDİR? Buhar kazanı, basınç tankı ve diğer sistemlerde belirlenen limit basınca ya da sıcaklığa ulaştığında, otomatik olarak gaz salınımı yapan mekanizmaya Emniyet Valfi denir. Endüstriyel bir dille tanımlamak gerekirse; farklı akışkanlara ve belli bir basınca göre dizayn edilmiş sistemlerin tüm olumsuzluklara karşı korumaya alınması için, dizayn basıncı belli bir değer üzerine çıktığında akışkanın (bu buhar, sıvı ya da gaz olabilir) kontrollü olarak tahliye edilmesini sağlayan vanalara “Emniyet Valfi” denir. Emniyet ventili ve emniyet vanası olarak da adlandırılan Emniyet Valfi, emniyet subabından farklı olarak, bir akışın söz konusu olduğu sistemlerde fiziksel büyüklük tehlikeli değerlere ulaştığında akışı keser veya yönünü değiştirir Emniyet Valfi, monte edildikleri basınçlı ortamda artan enerji veya azalan besleme sonucunda ortaya çıkabilecek basınç yükselmelerine karşı sistemi korumaktadır. Emniyet valflerinde temel amaç...

DRAYER NEDİR

                                                     DRAYER NEDİR Drayer (filtre) kondenser çıkışına konulup görevi su ve asitleri emerek tutmak, küçük katı maddeleri de (toz vs.) süzmektir. Havanın yaş termometre sıcaklığı soğutma sisteminin iç temizliğine bağlıdır. Sistemin içinde sadece kuru ve temiz soğutucu akışkan ile kuru ve temiz yağ dolaşmalıdır. Akışkanın içine gerek sisteme doldurmadan önce ve gerekse sistemin diğer elemanlarından bir miktar su karışabilir. Bu su kılcal borunun evaporatöre giriş yerinde donarak sistemi tıkar ve soğutmayı önler. İçindeki toz ve küçük parçacıklar da tıkama yapabilir. Sistem içine su ve tozların girmesini önlemek hemen hemen mümkün değildir. Bunlardan başka soğutucu akışkan içinde bazı asitler de bulunabilir. Drayer Kurutucu ve süzgeç (drayer ve süzgeç) şu kısımlardan ibarettir. –   ...