Yağ
Ayırıcıların Soğutma Sistemindeki Önemi
Yağ ayırıcıların görevi, deşarj gazındaki yağı doğru
bir şekilde ayırmak ve en etkili şekilde yağın kompresöre geri dönüşünü
sağlamaktır. Amaç, karter yağ düzeyini korumak ve oluşabilecek aşırı yağ
sirkülâsyonunu minimuma indirerek sistemin verimini arttırmaktır.
Soğutma Sistemlerinde Yağın Etkileri
Yağ, soğutma için çok önemlidir. Ancak, olması gereken yerde tutulmalıdır. Yağ ve gaz birbirine karışabilen ve aralarında çekim kuvveti doğan iki madde olduğu için gazın yağı sistem boyunca taşıması olumsuz sonuçlar doğurur.
Yağın soğutma sistemindeki tek amacı kompresörü yağlamaktır. Çünkü yetersiz yağlama, kompresörün çalışmamasına veya yanmasına sebep olabilir. Ancak yağ, diğer sistem elemanlarına zarar vereceğinden kompresörde tutulması gerekir.
Tüm kompresörler kaçınılmaz bir şekilde sistemlerinin içine yağ pompalarlar. Çoğu sistemde yağın soğutma gazı içine pompalanma oranı toplam kütlenin % 3’ü ile % 15’i arasında değişir. Bazı sistemlerde toplam akışkanın % 25 - % 75’i yağ olabilmektedir. Bu yağın miktarı aşağıdaki faktörler tarafından belirlenmektedir:
-Kompresör dizaynı ve yapılanması,
-Sistem dizaynı ve çalışma koşulları,
-Sistemdeki yağ ve soğutma gazının birbirine karışabilirliği,
-Kompresörün yaşı ve yıpranma miktarı.
Kondenserdeki ve sıvı tankındaki yağ ve soğutucu gaz, soğutma döngüsünün yüksek sıcaklık fazında karışır. Evaporatördeki düşük sıcaklık, yağ ve gazın daha az karışmasına sebep olur. Yağ tortulanır, evaporatörde birikir ve kompresörün yağlanmasını olumsuz etkiler. Kondenserden ölçüm cihazına kadar, soğutucu yağlar soğutucunun sıvı fazı içinde çözünebilir. Ancak, yağ ve gaz fazındaki soğutucu fazla karışmaz. O nedenle, evaporatörden kompresör emiş girişine kadar yağ ve soğutucu pek karışabilir değildir. Evaporatör veya diğer elemanlardan yağ toplamak veya sisteme yağ aktarmak aşağıdakilere bağlıdır;
-Kullanılan yağın karışabilirliği,
-Soğutucu gaz tipi,
-Sistem koşulları (sıcaklık ve basınçlar),
-Soğutucunun evaporatör ve boru sisteminden geçiş hızı.
-Sistemdeki yağ ve soğutma gazının birbirine karışabilirliği,
-Kompresörün yaşı ve yıpranma miktarı.
Kondenserdeki ve sıvı tankındaki yağ ve soğutucu gaz, soğutma döngüsünün yüksek sıcaklık fazında karışır. Evaporatördeki düşük sıcaklık, yağ ve gazın daha az karışmasına sebep olur. Yağ tortulanır, evaporatörde birikir ve kompresörün yağlanmasını olumsuz etkiler. Kondenserden ölçüm cihazına kadar, soğutucu yağlar soğutucunun sıvı fazı içinde çözünebilir. Ancak, yağ ve gaz fazındaki soğutucu fazla karışmaz. O nedenle, evaporatörden kompresör emiş girişine kadar yağ ve soğutucu pek karışabilir değildir. Evaporatör veya diğer elemanlardan yağ toplamak veya sisteme yağ aktarmak aşağıdakilere bağlıdır;
-Kullanılan yağın karışabilirliği,
-Soğutucu gaz tipi,
-Sistem koşulları (sıcaklık ve basınçlar),
-Soğutucunun evaporatör ve boru sisteminden geçiş hızı.
Gaz, yağı borular ve ısı değişim tüpleri boyunca taşıyabilecek kadar yüksek hızda olabilirse yağ sistemde dolaştırılabilir. Bir soğutma sistemi, yağı sistemde dolaştırıp kompresöre geri taşıyacak yüksek hıza sahip olmalıdır. Bu yüksek hız, iyi bir yağ dönüşü sağlar ancak basıncın da düşmesine sebep olur. Bu da belli düzeydeki soğutucunun etkisini gösterebilmek için daha çok enerji harcayarak ya da daha büyük kapasiteli ekipmanlar kullanarak sistemi daha çok çalışmaya zorlar ki bu yolla da maliyetler yükselmiş olur. Yağ sistemde dolaşır ancak yağlandırıcının yalıtım etkisi ısı transferinin verimliliğini azaltır. Sistemde fazla yağ bulunması birçok probleme yol açar. Bunların en kötüsü, yağın evaporatörde hapsolduğu ve daha yüksek enerji sarfiyatı talep ettiği, soğutucu hızının yükseldiği bir sistemdir. Gereğinden yüksek hız tüm yağı kompresöre bir anda döndürebilir ve sıvı yağ toplanmasına sebep olarak kompresöre zarar verir.
Önceden, yağın soğutucuya daha iyi temas yaptırdığına ve ısı eşanjörlerinin (kondenser ve evaporatör) duvarına daha iyi yapıştırdığına böylece de ısı transferini geliştirdiğine inanılırdı. Ancak aslında, soğutucu tarafından taşınan ince bir yağ tabakası sistemin içini kaplar, yalıtıcı görevi görür ve soğutucunun ısı eşanjörüyle direkt kontağını keserek ısı transfer verimliliğini azaltır.
Kondenser içinde, sıcaklıklar daha yüksektir o nedenle yağ tabakası daha ince olacaktır. Ancak, yine de ana basınç ve sıcaklığı oldukça arttırabilir. Evaporatördeki daha düşük sıcaklıklar tabakayı yağın akamayacak kadar yoğun olduğu noktalarda kalınlaştırır. Evaporatördeki düşük ısı katsayıları buharlaşma sıcaklığı ve basıncını düşürür. Kondenser ve evaporatörde olan tüm değişiklikler direkt olarak kompresör kapasitesi ve verimini etkiler.
Isı transfer kayıplarını telafi etmek için bir sistemin daha büyük kondenser, evaporatör, kompresör ve diğer parçalara sahip olması gerekir. Bu verim kaybını telafi edemeyen sistemlerin daha uzun kompresör çalışma süreleri, farklı basınç kontrol ayarları ve daha sık defrost periyodları olacaktır ve tüm bunlar enerji harcar.
Özetle, yağın problem çıkarma potansiyeli, soğutma sistemine olan katkısının önüne geçme riskini taşımaktadır. Bu problemler de soğutma sisteminin çalışamaz hale gelmesi, daha yüksek çalışma maliyetleri ve en önemlisi saklanan ürünlerin bozulması şeklinde olur.
www.bilkargroup.com
www.bilkarsogutma.com.tr
info@bilkargroup.com
+90 212 343 50 40
+90 553 343 50 40
Yorumlar
Yorum Gönder